İkinci yazımı,eşim Fulay ve benim çok sevdiğimiz, son birkaç yıldır günübirlik de olsa her yaz gitmeye çalıştığımız Bozcaada hakkında yazmak istedim.
Genelde Temmuz veya Ağustos aylarında gittiğimiz adaya bu yıl Bağ bozumu zamanı olan Eylül ayında gitmeye karar verdik.
Ulaşım:
Ulaşım ile ilgili çok fazla detay vermeye gerek yok sanıyorum. İstanbul'dan gelecekler önce Çanakkale'ye sonra İzmir istikametine doğru Bozcaada tabelalarını takip ederek, geyikli limanına ulaşabilirsiniz. İzmir'den gelenler ise Ezine üzerinden Geyikli-Bozcaada tabelalarını takip edip, Geyikli feribot iskelesine ulaşabilirler. Geyikli'den Bozcaada'ya feribot yaklaşık yarım saat sürüyor.
Küçük bir hatırlatma; adaya eğer iki-üç günlük tatilleri (örneğin 30 Ağustos, Ramazan veya kurban bayramı tatilleri gibi) değerlendirerek gitmek istiyorsanız mutlaka kalacağınız yere önceden rezervasyon yaptırmanız ve feribot kuyruğunda saatlerce beklememek için, Geyikli'ye sabahın erken saatlerinde ulaşmanızı tavsiye ederim.

Feribottan indiğinizde sizi ilk olarak limanın arkasındaki bu güzel balık lokantaları karşılıyor olacak.

İlk yazımda bahsetmiştim, fotoğraf benim için artık bir tutkuya dönüştü diye bu yüzden bu paylaşımımda fotoğraflara daha fazla yer vermek istedim. İlk olarak Bozcaada'dan çeşitli karelerle başlayabiliriz.
BOZCAADA KALESİ
Bozcaada Kalaesi ile ilgili bilgiyi, kale kapısı önündeki tabeladan direkt olarak aktarıyorum:Adanın kuzeydoğu burnu üzerinde kurulmuş olan kalenin ilk önce kimler tarafından yapıldığı belli değildir. Venedik, Ceneviz ve Bizans'lılar döneminde kullanılan kale Çanakkale Boğazının önemi nedeniyle KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN ve II MAHMUT tarafından onarılarak ihtiyaca göre genişletilen Bozcaada Kalesi 1965-1970 yılları arasında Kültür ve turizm bakanlığınca yeniden onarılmıştır.




GÜLER ADA BAĞ EVİ
Güler Ada Pansiyon bana göre adadaki en güzel pansiyon olmaya aday bir yer. Nedeni ise gerçek bir üzüm bağı içerisinde kurulmuş olup,asma haricinde diğer birçok meyve ağacının bulunduğu ve bağın sonunda pansiyona ait plajın bulunduğu, ender mekanlardan biri olması .
En dekoratif bulduğum açaçlardandır nar ağaçları. |
Pasiyon odalarından bir tanesi |
Nil'in salıncak keyfi |





Bu satış ofisinde kendi ürettikleri kırmızı ve beyaz şarapları tadabilir aynı zamanda adaya özgü muhteşem domates reçelinden satın alabilirsiniz.
NEREDE NE YİYEBİLİRİZ?
Adada ilk akla gelen yemek tabiki yazımın başında bahsettiğim balık restaurantları, liman bölgesinde ve ada merkezinde birbirinden güzel Rum veya Türk kültürünü yansıtan restaurant veya meyhaneler bulunmakta.Biz bu ziyaretimizde limanda, Koreli Restaurant'ı, merkezde ise Asmalı meyhane'yi tercih ettik her ikiside oldukça keyifliydi.
YÖRESEL EV YEMEKLERİ
Adada yöresel ev yemekleri yiyebileceğiniz bir çok lokanta bulunmakta, daha önceki ziyaretimizde merkez çay bahçesi içerisinde bulunan lokantaya gitmiştik. Fiyatları oldukça makul ve yemekleri lezzetliydi. Bu yıl da bir akşam ev yemeği yemeye karar verdik ve adada gezinirken bir lokantanın önünde kuyruk olduğunu gördük ve vardır bir hikmeti diyerek, bizde Şükrü Usta lokantasına girdik.Yemekleri, zeytin yağlıları ve tatlıları muhteşemdi, şiddetle tavsiye ediyorum.
LÜTFÜ USTA
Eğer her gün balık veya ev yemeği yemekten bıktıysanız, yada ''Hiç mi şöyle, ekmek arası yiyeceğimiz bir şey yok?'' diye soruyorsanız, size mükemmel bir önerim olacak;


Lütfü Yetiş
Bundan altı-yedi sene önce geldiğimizde tanıştık Lütfü Ustayla.O yıllarda mükemmel köftelerini küçük bir köfte arabasında yapıyordu.Bir kaç yıl önce de bu şirin barakayı kurmuş kendisine, müşterileri rahat etsin diye. Siz siz olun Bozcaada'ya gelipde, eli bol, gönlü bol, mükemmel köftelerin sahibi 76 yaşındaki Lütfü Usta'da köfte ekmek yemeden adayı terk etmeyin.


PLAJLAR
![]() |
Oğlum Ozan İlk balığını burada tuttu |
![]() |
Zaman zaman film çekimlerine de ev sahipliği yapıyor |
DOĞAYI GÜLDÜREN RÜZGAR GÜLLERİ
Hatırlarsanız ilk yazımda Yedigöller izlenimlerimi paylaşmış ve HES'lerin ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi, Yedigöller yakınında da doğayı katlettiğinden ve alternatif,temiz, rüzgar enerjisine geçilmesi gerektiğinden bahsetmiştim
İşte Bozcaada da kendisi gibi güzel, temiz rüzgar enerjisi kullanılıyor. Kaynak kitapçığımın yazdığına göre; ''2000 yılında kurulan 17 tane rüzgar türbini adanın en batı ucunda olup ziyarete açıktır. Hemen önündeki Polente Feneri ile oluşturduğu manzara görülmeye değer güzelliktedir''
Bu 17 tirbün, yaklaşık 30.000 kişinin elektrik ihtiyacını karşılıyormuş. Aynı enerjiyi üretecek bir kömür santraline göre türbin başına 82.000 ağaca eşdeğer oksijen tasarrufu sağlamaktadır.Diğer bir ifadeyle bu 17 türbin burada 1.400.000 ağaçlık orman yaratmıştır.
Temiz enerjiyi destekleyen herkese kendi adıma teşekkürü bir borç biliyorum.
Temiz enerjiyi destekleyen herkese kendi adıma teşekkürü bir borç biliyorum.
Unutmadan söylemek isterim, rüzgar güllerini görmeye mutlaka gün batımında gitmelisiniz. Çünkü buraya, benim gibi fotoğraf çekenlerden çok, rüzgar güllerinin hemen önündeki muhteşem manzarada, şarap eşliğinde güneşin batışını seyreden insanlar geliyor.
Aslında Bozcaada ile ilgili daha bahsedilecek o kadar çok şey varki örneğin şarap fabrikaları, bağcılık gibi fakat bu konularla ilgili hem fotoğraf çekemedim, hemde hayli uzun bir paylaşım oldu sanırım.Belki bir sonraki ziyaretimde de bu konularla ilgili fotoğraflar eşliğinde bir yazı paylaşabilirim.
Takip eden herkese çok teşekkür ederim. Bir sonraki paylaşımımda görüşmek dileğiyle
Sevgiler.
Bende hic gitmemistim ama anlatim ve resimlerle gitmis kadar oldum valla eline emegine saglik..
YanıtlaSilEmrah'cım çok teşekkür ederim beğendiğine sevindim.
SilGüzel yazı,harika resimler.
YanıtlaSil