16 Eylül 2012 Pazar

BOZCAADA, GÜLER ADA, BÜYÜKADA

Herkese Merhaba
İkinci yazımı,eşim Fulay ve benim çok sevdiğimiz, son birkaç yıldır günübirlik de olsa her yaz gitmeye çalıştığımız Bozcaada hakkında yazmak istedim.
Genelde Temmuz veya Ağustos aylarında gittiğimiz adaya bu yıl Bağ bozumu zamanı olan Eylül ayında gitmeye karar verdik.
Ulaşım:
Ulaşım ile ilgili çok fazla detay vermeye gerek yok sanıyorum. İstanbul'dan gelecekler önce Çanakkale'ye sonra İzmir istikametine doğru Bozcaada tabelalarını takip ederek, geyikli limanına ulaşabilirsiniz. İzmir'den gelenler ise Ezine üzerinden Geyikli-Bozcaada tabelalarını takip edip, Geyikli feribot iskelesine ulaşabilirler. Geyikli'den Bozcaada'ya feribot yaklaşık yarım saat sürüyor.
Küçük bir hatırlatma; adaya eğer iki-üç günlük tatilleri (örneğin 30 Ağustos, Ramazan veya kurban bayramı tatilleri gibi) değerlendirerek gitmek istiyorsanız mutlaka kalacağınız yere önceden rezervasyon yaptırmanız ve feribot kuyruğunda saatlerce beklememek için, Geyikli'ye sabahın erken saatlerinde ulaşmanızı tavsiye ederim.




 Feribottan indiğinizde sizi ilk olarak limanın arkasındaki bu güzel balık lokantaları karşılıyor olacak.


 Adanın en keyifli yerlerinden birisi bence limandaki balık lokantaları, özellikle isim vermek istemiyorum çünkü hepsi birbirinde güzel.Tabi daha da güzeli balığın olmazsa olmazı, geleneksel içkimiz rakı.
İlk yazımda bahsetmiştim, fotoğraf benim için artık bir tutkuya dönüştü diye bu yüzden bu paylaşımımda fotoğraflara daha fazla yer vermek istedim. İlk olarak  Bozcaada'dan çeşitli karelerle başlayabiliriz.
 



BOZCAADA KALESİ
Bozcaada Kalaesi ile ilgili bilgiyi, kale kapısı önündeki tabeladan direkt olarak aktarıyorum:
   

Adanın kuzeydoğu burnu üzerinde kurulmuş olan kalenin ilk önce kimler tarafından yapıldığı belli değildir. Venedik, Ceneviz ve Bizans'lılar döneminde kullanılan kale Çanakkale Boğazının önemi nedeniyle KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN ve II MAHMUT tarafından onarılarak ihtiyaca göre genişletilen Bozcaada Kalesi 1965-1970  yılları arasında Kültür ve turizm bakanlığınca yeniden onarılmıştır.


Denize doğru uzanan bir burun üzerinde bulunan Bozcaada Kalesi 10 metre genişliğinde ve 250 metre uzunlukta bir sur hendeği ile adadan ayrılmaktadır.Bu hendek üzerindeki asma köprü ile kaleye girmekte iken, daha sonraları kemerli sabit bir köprü yapılmıştır.Bu ana kapıdan başka mendirek kapısı ve deniz kapısı da kaleye girişi sağlamaktadır.


Nil ve Ozan'ın kaledeki keyiflerine diyecek yoktu tabiki








 
 
 GÜLER ADA BAĞ EVİ
 
     Güler Pansiyon adada merkez dışında açılan ilk pansiyon. Pansiyon sahiplerinin söylediğine göre,1988 yılında açıldıklarında bu bağ evlerinde konaklama olabileceğine kimse inanmamış ve komşuları dalga geçmiş. Şimdi ise adada neredeyse her ev pansiyona dönüşmüş durumda.
Güler Ada Pansiyon bana göre adadaki  en güzel pansiyon olmaya aday bir yer. Nedeni ise gerçek bir üzüm bağı içerisinde kurulmuş olup,asma haricinde diğer birçok meyve ağacının bulunduğu ve bağın sonunda pansiyona ait plajın bulunduğu, ender mekanlardan biri olması .
En dekoratif bulduğum açaçlardandır
nar ağaçları.
Pasiyon odalarından bir tanesi
Pansiyonun toplam 11 odası bulunmakta, bunların bir kısmı ana binada, bir kısmı ise bağın içerisinde taştan veya ahşaptan yapılmış odalardan oluşuyor. Odaları gayet basit ve kullanışlı yapılmış. Fakat zaman içerisinde biraz bakımsız kalmış. Pansiyon sahibinin söylediğine göre adada imar izni oldukça zor çıkıyormuş. Bu yıl gerekli izinler alınmış ve  tüm odalar yıkılıp, yeniden inşa edilip, önümüzdeki yıla hazır edilecekmiş. 2013 yazının Güler Ada misafirleri için oldukça keyifli geçeceğini tahmin ediyorum.
Nil'in salıncak keyfi
Küçük bir hatırlatma,adadaki pansiyonların hepsi, hatta otelller de dahil, sadece kahvaltı hizmeti vermekte.Güler pansiyonun sabah kahvaltısında kendi üretimleri olan birbirinden güzel reçelleri,domates,biber,yumurta ve peynir çeşitlerini bulabilirsiniz 
   

       
Bağ evinin yakınlarında pansiyon sahiplerine ait bir çiftlik,şarap fabrikası ve satış ofisi bulunuyor.





Bu satış ofisinde kendi ürettikleri kırmızı ve beyaz şarapları tadabilir aynı zamanda adaya özgü muhteşem domates reçelinden satın alabilirsiniz.



NEREDE NE YİYEBİLİRİZ?
Adada ilk akla gelen yemek tabiki yazımın başında bahsettiğim balık restaurantları, liman bölgesinde ve ada merkezinde birbirinden güzel Rum veya Türk kültürünü yansıtan restaurant veya meyhaneler bulunmakta.Biz bu ziyaretimizde limanda, Koreli Restaurant'ı, merkezde ise Asmalı meyhane'yi tercih ettik her ikiside oldukça keyifliydi.
 
YÖRESEL EV YEMEKLERİ
Adada yöresel ev yemekleri yiyebileceğiniz bir çok lokanta bulunmakta, daha önceki ziyaretimizde merkez çay bahçesi içerisinde bulunan lokantaya gitmiştik. Fiyatları oldukça makul ve yemekleri lezzetliydi. Bu yıl da bir akşam ev yemeği yemeye karar verdik ve adada gezinirken bir lokantanın önünde kuyruk olduğunu gördük ve vardır bir hikmeti diyerek, bizde Şükrü Usta lokantasına girdik.
Yemekleri, zeytin yağlıları ve tatlıları muhteşemdi, şiddetle tavsiye ediyorum.
 
LÜTFÜ USTA
Eğer her gün balık veya ev yemeği yemekten bıktıysanız, yada ''Hiç mi şöyle, ekmek arası yiyeceğimiz bir şey yok?'' diye soruyorsanız,  size mükemmel bir önerim olacak;





Yeşil Köşk Köftecisi
Lütfü Yetiş
Bundan altı-yedi sene önce geldiğimizde tanıştık Lütfü Ustayla.O yıllarda mükemmel köftelerini küçük bir köfte arabasında yapıyordu.Bir kaç yıl önce de bu şirin barakayı kurmuş kendisine, müşterileri rahat etsin diye. Siz siz olun Bozcaada'ya gelipde, eli bol, gönlü bol, mükemmel köftelerin sahibi 76 yaşındaki Lütfü Usta'da köfte ekmek yemeden adayı terk etmeyin.




PLAJLAR
Adanın irili ufaklı tüm koylarında denize girilebilmekte. Fakat en çok tercih edilen üç koyu;  Ayazma,Habbele ve Mermerburnu sayılabilir. Ayazma ve Habbele koylarında, yiyecek içecek servisi alabilir, şezlong-şemsiye kiralayabilirsiniz.Ayazma için en kalabalık koy diyebilirim. Biz neredeyse hergün Mermer Burnu koyunu tercih ettik.Mermer Burnu ismini de,Bozcaada Kaymakamlığı tarafından basılan ve benim de kaynak olarak kullandığım, rehber kitapçıktan öğreniyorum zira biz bu koyun ismini yıllardır, Akvaryum Koyu olarak biliyorduk. Zaten kitapçıkda da Akvaryum Koyu için şu not yazılmış; ''Halk arasında etrafta yüzen balıkların çokluğundan dolayı 'Akvaryum Koyu olarak bilinir.'' Burada hiç bir tesis bulunmamakta ve minibüsler çalışmamakta, bence bu koyun en güzel yanı da bu.

Oğlum Ozan İlk balığını burada tuttu
Zaman zaman film çekimlerine de
ev sahipliği yapıyor
Akvaryum Koyuna gelirken yanınızda şnorkel veya en azından gözlük getirirseniz denizde sizinle beraber yüzen milyonlarca balık yavrusunu ve yüzlerce çeşit balığı görebilirsiniz.
 
DOĞAYI GÜLDÜREN RÜZGAR GÜLLERİ
Hatırlarsanız ilk yazımda Yedigöller izlenimlerimi paylaşmış ve HES'lerin ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi, Yedigöller yakınında da doğayı katlettiğinden ve alternatif,temiz, rüzgar enerjisine geçilmesi gerektiğinden bahsetmiştim
İşte Bozcaada da kendisi gibi güzel, temiz rüzgar enerjisi kullanılıyor. Kaynak kitapçığımın yazdığına göre; ''2000 yılında kurulan 17 tane rüzgar türbini adanın en batı ucunda olup ziyarete açıktır. Hemen önündeki Polente Feneri ile oluşturduğu manzara görülmeye değer güzelliktedir''
 

  Yine kitapçıkta yazdığına göre;
Bu 17 tirbün, yaklaşık 30.000 kişinin elektrik ihtiyacını karşılıyormuş. Aynı enerjiyi üretecek bir kömür santraline göre türbin başına 82.000 ağaca eşdeğer oksijen tasarrufu sağlamaktadır.Diğer bir ifadeyle bu 17 türbin burada 1.400.000 ağaçlık orman yaratmıştır.
Temiz enerjiyi destekleyen herkese kendi adıma teşekkürü bir borç biliyorum.
Unutmadan söylemek isterim, rüzgar güllerini görmeye mutlaka gün batımında gitmelisiniz. Çünkü buraya, benim gibi fotoğraf çekenlerden çok, rüzgar güllerinin hemen önündeki muhteşem manzarada, şarap eşliğinde güneşin batışını seyreden insanlar geliyor.
 
      Aslında Bozcaada ile ilgili daha bahsedilecek o kadar çok şey varki örneğin şarap fabrikaları, bağcılık gibi fakat bu konularla ilgili hem fotoğraf çekemedim, hemde hayli uzun bir paylaşım oldu sanırım.Belki bir sonraki ziyaretimde de bu konularla ilgili fotoğraflar eşliğinde bir yazı paylaşabilirim.
     Takip eden herkese çok teşekkür ederim. Bir sonraki paylaşımımda görüşmek dileğiyle
     Sevgiler.


 

3 yorum:

  1. Bende hic gitmemistim ama anlatim ve resimlerle gitmis kadar oldum valla eline emegine saglik..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emrah'cım çok teşekkür ederim beğendiğine sevindim.

      Sil
  2. Güzel yazı,harika resimler.

    YanıtlaSil